Serik Masöz Bayan Esra Hanım Hizmetinizde

Serik Masöz Bayan

Serik Masöz Bayan Sadece rüzgâr onların sözlerini ters yöne sürükleyip gdolayıyordu, bu nedenle bir tek belli belirsiz sözcükler duyabiliyordu. Nihayet, “emin değilim, “e benzeyen bir şey söylemiş oldu hanım ve Turner eğilip onu öptü. Miranda’nın yüreği parçalandı. Hanım Miranda’nın duyamadığı bir şeyler mırıldandı ve balo odasına geri döndü. Turner bahçede kaldı, ellerini beline koymuş anlaşılmaz bir şekilde semane, aya bakıyordu. Git, diye bağırmak istedi Miranda. Git! O gidinceye kadar Miranda orada hapis olup kalmıştı. Tek istediği eve gitmek ve kıvrılıp yatağına yatmaktı. Ve büyük olasılıkla, hiç çıkmamak.

Sadece o anda bunu yapmak mümkün görünmüyordu, bundan dolayı kendisini gölgenin içinde daha da fazla örtmeye çalışarak banketin öbür ucuna doğru birazcık daha kaydı. Birden Turner kafasını onun olduğu yere çevirdi. Hapşuu! Onu duymuştu. Gözlerini kıstı ve ona doğru bir kaç adım attı. Ondan sonra gözlerini kapadı ve yavaşça başını salladı. “nalet olsun, Miranda, ” dedi iç çekerek. “Lütfen, bana sen olmadığını so şekilde.” *** Hâlbuki gece öylesine iyi gidiyordu ki. Miranda’dan uzak durmayı başarmıştı. Nihayet sempatik, dul Bidwell ile tanıştırılmıştı – bir tek yirmi beş yaşında – ve şampanya da o denli kötü değildi. Fakat hayır, Tanrılar ona hiç bir iyilik bahşetmek niyetinde değildiler.

Serik Masöz Bayan

Serik Masöz Bayan İşte buradaydı. Miranda. Bir banket üzerine oturmuş, onu seyrediyordu. Öyle anlaşılıyor ki onun o dul hanımı öpüşünü de seyretmişti. Aman Tanrım. “nalet olsun, Miranda, ” dedi iç çekerek. “Lütfen, bana sen olmadığını söyleki.” “Ben değilim.” Miranda gururluymuş gibi konuşmaya çalıştı fakat sesinde Turner’ın içine batan bir öfke yankılanmıştı. Turner bir an için gözlerini kapadı. Kahretsin, Miranda’nın burada olmaması gerekiyordu. Olmaması. Turner’ın yaşamında bu tür karmaşalar olmaması gerekiyordu. Niçin hiç bir şey asla bayağı ve rahat olamıyordu? “Niçin buradasın?” diye sordu Turner.

Miranda omuzlarını hafifçeçeçe silkti. “birazcık temiz hava almak istedim.” Turner, Miranda’ya, gölgelerin koyuluğuna, doğru birkaç adım daha attı. “Beni mi gözetliyordun?” “Kendini çok yükseklerde görüyor olmalısın.” “Gözetliyor muydun?” diye üsteledi Turner. “Hayır, naturel ki hayır, ” diye çıkıştı Miranda, öfkeden çenesi geri çekilmişti. “Gözetleyecek kadar alçalmadım. Bundan sonrasında bir buluşma planlarken bahçeleri daha dikkatli incelemeniz gerekecek.” Turner kollarını önünde kavuşturdu. “Benim varlığım yüzünden burada olmadığına inanmak zor geliyor bana.”